EGE GÜNEŞİ

Sararmış ağaçlar hızla akıp giderken görüntüden,
Başak tarlaları beliriverdi hayalden.
Ütopyalardan bir demet seçerken, 
Asılı kalındı birine aniden ve gönülden.

İmge mi ütopyayı seçti, ütopyalar mı imgeyi ?
Soru açık.
Cevabı yok.
Ya da oluru yok.
Koştum baktım,  
Beni yakan/yakıp kavuran mekanım/mekanlarıma.
Beyaz kütleler,
Bolca kemerli.
Bakın burası çok önemli.
Her yer güneş.
Ege güneşi.

Güneşte bir yer.
Sarı-sarı-sarı-sarı-sarı-kızıl ışık hüzmeleri.
Güneşli bir gün,
Kavururken şehri, mekanlar eridi, yavaşça çözüldü, zaman durdu.
Akşamı beklerken coştu mekanın ısrarlı devinimi.
Kasaba mistik.
Tanrılar Ege kasabasında.
Yeni bir şey katmalı.
Karşımda

Çokça süregelen
ama
İncir çekirdeğini doldurmayacak
Zamanda,
Her şey oldu,
ama
Bitmedi.
Merak başladı.
Daha önceki,
Daha önce
Sensiz geçen zamanın
Hesabı kitabı,
Yarın artık sen varsın.
Senle olacak anlarım.
Hayat yaşamaya çokça değer.
İnsan
ne için yaşar?
Seni görmek için.
Üret!

Bu
Kadar
Şu
Kadar
O
Kadar,
duyguyla
baş başayım.
Ne daha azı,
Ne daha çoğu.
Hepsi benim olmalı.
Tahammülüm yok,
Koparılıp alınmasına dikkatimin
Ve
bir avuç yolunu kaybetmiş duygu yığınının,
Kelimelerimi orta yerinden
Anlamsızca işgal etmesine
Yüreğimin.
N’olur
O
Kadar
Şu
Kadar
Bu
Kadar
Üretimim
hep sürsün.
Yaşasın sonsuza dek.
EGE GÜNEŞİ
Published:

Owner

EGE GÜNEŞİ

Published:

Creative Fields